8 Kasım 2012 Perşembe

U-15 KADIN MİLLİ TAKIM HOCASI NECLA GÜNGÖR'LE RÖPORTAJ


U15 diye tanımlanan 15 yaş altı Kadın Milli Futbol Takımı’nın başına getirilen Necla Güngör (30) Türkiye'de futbol milli takımlarındaki ilk kadın teknik direktör oldu.
Dokuz yıl erkek futbol takımlarında görev üstlenen Necla Güngör üç yıldır da kadın milli takımlarında görevli. Aynı zamanda Federasyon'un "Kadın Futbolunu Geliştirme Birimi"nden sorumlu.

Futbola nasıl bu kadar ilgi duydunuz?

- Ankara'da üç çocuklu bir evde büyüdüm. Çocukluğum çok eğlenceli bir ailede, dolu dolu futbolla geçti. Dayımın ve amcamın da bizimle oturduğu kalabalık bir aileydi bizimkisi. Babam ve annem Beşiktaşlı, dayım ve amcam da koyu Fenerbahçeli'ydi. Maç günleri ev adeta bir tribüne dönerdi. Hatta hiç unutmam, bir derbi maçında Beşiktaş bir gol yedi. O golden sonra babam televizyonu kırdı! Babam halı sahada maç yaparken eksik oyuncu varsa ben de sahaya çıkardım.

Meslek olarak futbolu nasıl seçtiniz?

- Hacettepe Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksek Okulu’nda okudum. 2000'de o dönem Ankaragücü teknik direktörü Ersun Yanal’ın yanında analizle ilgili çalışma yapan Tolga Demirtaş adlı bir arkadaşım, hazırlık kampında takıma ritim çalıştırabilecek birine ihtiyaç duyduklarını söyledi. Teknik ekiple bir hafta kampa alındım. Salonda futbola özgü hareketleri müzikle nasıl birleştirebiliriz diye kafa yorduk. Sekizinci gün, 30 profesyonel futbolcunun karşısına geçtim. Heyecandan dizlerim titremeye başladı. Sonunda teknik ekibin bir parçası olmuştum. Gururla evimin yolunu tuttum.

Futbolun mesleğiniz haline gelmesine aileniz nasıl baktı?

- En büyük desteği babamdan gördüm. Rahmetli dedem, Ankara’da tanınan bir vaiz, babamsa hacı. Hacı kızı, hoca torunu olarak ailemden yaptığım işle ilgili sürekli destek aldım.

Neden antrenörlüğü seçtiniz?

- Doğuştan futbola yeteneği olan, futbolla yatıp kalkan bir kız değildim. O yüzden futbolcu olacağım diye bir hayalim de yoktu. Ama üniversitede spor bilimleri okuyunca eğitim konusunda yoğunlaştım. Çok sevdiğim bir iş oldu. Gereği gibi yapmak için var gücümle çalışıyorum.

Daha sonra hangi takımlarda çalıştınız?

- Bir yıl sonra Ersun Yanal'la birlikte Gençlerbirliği’ne geçtik. Burada altyapıdaki sporculara temel hareket eğitimi çalışmaları yaptırmaya başladım. Sonra Ankaraspor’dan teklif aldım. Dört yıl sonra Ersun Yanal ile Manisaspor’da yeniden buluştuk. Oğuz Çetin sayesinde Türkiye Futbol Federasyonu ile tanıştım. Önce antrenör, ardından kadın futbolu müdürü oldum. Şimdi de eğitim müdürümüz Yücel Uyar sayesinde U15 teknik direktörü oldum.

Kadın veya erkek futbol takımı çalıştırmak arasında bir fark var mı?

 - Aslında fark yok. Ama toplumsal bir fark söz konusu: Türkiye'de erkekler kızlara oranla daha erken yaşta futbolla tanışıyor.

Otoriter bir teknik direktör müsünüz?

- Oyuncularıma yöneticiden önce bir abla gibi davranırım. Saha dışında espriliyim ama sahada ciddiyeti elden bırakanı hiç affetmem. Hele söz konusu takım, Milli Takım olursa tek odağımız başarı.

Bu yıl U15 Milli Takımı'nın hedefi ne olacak?

- Futbol milli takımlarında ilk kadın teknik direktör unvanı çok gurur verici. Bu gururla sahaya çıkacağım şimdi. U15 grubu yetiştirmeye yönelik bir grup olduğu için bol bol hazırlık kampı yapmaya ve milli takım olgusunu yerleştirmeye uğraşacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da futbolcu olmak isteyen pek çok kız tespit ettik. Onları da mutlaka kampa davet edeceğiz. Bizim için kadın futbolu büyük bir sosyal proje, hayatla iç içe olmak isteyen kızlarımızın yanında olmak ve onlara yeni ufuklar kazandırmak işimizin parçası. Hakkarili doğup daha denizi bile görmeden futbol sayesinde okyanusu gören milli takım oyuncularımız var. Şunu görmek çok sevindirici: Kızlar artık babalarıyla sahaya geliyor; annelerden çok babalarının desteğiyle futbolcu olmak istiyorlar.

KIZLARIMIZ MAÇA BAKIMSIZ ÇIKMAZ FORMAYA GÖRE OJE, SAÇ BANDI SEÇİLİR

Kadın futbolunu geliştirme biriminde de görev aldığım için, kızların dış görünüşü ve iletişim şekillerine de önem veriyorum. Görsel yönü ağır basan bir iş yapıyoruz. Türkiye'de maalesef kadın futbolcuları hep erkek gibi davranır, erkek gibi görünür zannediyorlar ki bu doğru değil. Ben de şık giyinmeyi ve alışverişi seviyorum. Saha dışında da şık olmalıyız. Kamplara giderken, özellikle yurtdışı seyahatlerde tüm teknik ekip, takım elbise giyeriz. Türkiye'yi gerektiği gibi temsil etmek misyonumuzun bir parçası. Kıyafetlerimde renk uyumu önemli. Oje seçimine kadar çok titiz davranırım. Sporcularımın da öyle davranmasını isterim. Maça hangi renk formayla çıkacaksak ona göre oje, ona göre saç bandı seçilir. Milli Takımı temsil ediyorum ve örnek olduğum oyuncularım var. Ben ne kadar kendime özen gösterirsem onlar da aynı özeni, saygıyı gösterir. Futbol takımlarımızda oynayıp aynı zamanda modellik yapan, makyajsız maça çıkmayan, sosyal hayatlarında çok bakımlı kızlar var. Milli takımda kısa saçlı kızı çok zor görürsünüz, kısa ise de mutlaka bir tarzı vardır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder