17 Nisan 2013 Çarşamba

FUTBOL-SEN'DEN YAŞ KONTENJANINA İTİRAZ !!!

Futbol Adamlarının haklarını korumak için kurulan Futbol-Sen (Futbol Sendikası)  çeşitli liglerde uygulanan yaş kontenjanının kaldırılması için harekete geçti
Futbol-Sen'den konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:

(AŞAĞIDA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMA VE 35 KULÜPTEN ALDIĞIMIZ DESTEK YAZISI İLE 1.000 CİVARI FUTBOLCULARDAN ALINAN İMZA EKLENEREK SN.YILDIRIM DEMİRÖREN'E GÖNDERİLMİŞTİR. FUTBOLSEN OLARAK KONUNUN TAKİPCİSİYİZ.)

YAŞ KONTENJANI(AYRIMCILIĞI)
FUTBOL-SEN ÖNERİLERİ

3.LİGDE UYUGULANAN YAŞ KONTENJANI :

YAŞ KONTENJANI AYRIMCILIĞI AYRIMCILIK (İŞ VE MESLEK) SÖZLEŞMESİ, EVRENSEL HAKLAR VE ANAYASA AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ :

TFF talimatlarında bulunan 3.liglerde uygulanan 24 üzeri yaş sınırı(ayrımcılığı) ile Bölgesel Amatör Liglere uygulanan 27 üzeri yaş sınırı(ayrımcılığı) hususu hem insan haklarına hem de uluslar arası İLO sözleşmelerine aykırıdır. Dolayısıyla iş bu sözleşmeleri tanıyan Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına da aykırıdır. Bu uygulama ne kulüpler nede Futbol çalışanları adına bir fayda sağlamamıştır. Liglerde kalitenin düştüğü gibi birçok futbolcuda erken yaşta futbolu bırakmak zorunda kalmaktadır.

Zira dünyanın hiçbir ülkesinde çalışma özgürlüğü yaş dolayısıyla kısıtlanmamıştır. Ve kısıtlanması uluslar arası çalışma anlaşmalarına da aykırıdır. (04.06.1958 TARİHLİ İLO AYRIMCILIK (İŞ VE MESLEK) SÖZLEŞMESİNİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ 22.12.1966 YILINDA RESMİ GAZETEDE YAYIMLANMASI İLE KABUL EDİP YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR.

A)- 04.06.1958 TARİHLİ İLO AYRIMCILIK (İŞ VE MESLEK) SÖZLEŞMESİ:

İnsan Hakları Beyannamesinin "her şahsın, çalışma ve işini serbestçe seçme, eşit ve elverişli çalışma koşulları ve işsizliğe karşı korunma hakkına maliktir" ilkesini nazara alarak, düzenlenen ve Türkiye’nin de imzaladığı İLO sözleşmesi:
“ILO Kabul Tarihi: 4 Haziran 1958
Kanun Tarih ve Sayısı: 13.12.1966 / 811
Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı: 22.12.1966 / 12484
Bakanlar Kurulu Kararı Tarih ve Sayısı: 2.9.1967 / 68730
Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı: 21.9.1967 / 12705
Milletlerarası Çalışma Bürosu Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağırılarak 4 Haziran 1958 de Cenevre'de 42 toplantısını yapan,
Milletlerarası Çalışma Teşkilatı Genel Konferansı,
Toplantı gündeminin dördüncü maddesini teşkil eden, iş ve meslek alanında ayırım ile ilgili çeşitli tekliflerin kabulünü ve
Bu tekliflerin bir milletlerarası sözleşme şeklini almasına, karar verecek, ve
Filadelfiya beyannamesinin; ırk, inanç ve cinsiyetleri ne olursa olsun, bütün insanların, hürriyet, şeref, ekonomik, güvenlik ve eşit imkan şartları içinde kendi maddi refah ve manevi gelişmelerini gözetme haklarını teyit ettiğini, ve
Ayırımın, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde belirtilen hakları ihlâl ettiğini,
Göz önünde tutarak,
Bin dokuz yüz elli sekiz yılı Haziran ayının yirmi beşinci günü ayırım (İş ve meslek) Sözleşmesi, 1958 adını taşıyacak olan aşağıdaki Sözleşmeyi kabul eder.

MADDE 1
• Bu sözleşme bakımından "Ayırım" deyimi ;
• Irk, renk, cinsiyet, din, siyasal inanç, ulusal veya sosyal menşe bakımından yapılan iş veya meslek edinmede veya edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan her türlü ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı,
İlgili üye, memleketin, varsa temsilci, işçi ve işveren teşekkülleri ve diğer ilgili makamlarla istişare etmek suretiyle tespit edeceği, meslek veya iş edinmede veya edilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan bütün diğer ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı,”
İfade eder.

Fakat halen TFF’nin talimatlarına göre TFF 3.Liglerinde ve Bölgesel Amatör Liglerinde uygulanan yaş sınırı (24 yaş yukarısı için en fazla her kulüpte sadece 6 oyuncu ile Amatör liglerde ise 27 yaş üzeri 4 oyuncu ile sözleşme yapılır maddesi) Türkiye’nin tarafı olduğu yukarıda izah edilen İLO AYRIMCILIK (İŞ VE MESLEK) SÖZLEŞMESİ’NE tamamen aykırıdır. Aykırı olan iş bu talimatın kaldırılması hem insani hem de hukuki açıdan zorunludur.

B)- İnsan Hakları Evrensel Bildirisi Açısından Değerlendirme :

Çalışma özgürlüğü, yeryüzünde insan hakları kavramının gelişmesiyle birlikte ele alınmış ve gerek hukuk literatür’ünde, gerekse de uluslar arası sözleşmelerde en temel insan haklarından biri olarak kabul edilmiştir. Nitekim çalışma özgürlüğü kavramı, Birleşmiş Milletler tarafından 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 23.Maddesinde de yer bulmuş ve “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakları vardır. Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş ve karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.”ifadeleriyle güvence altına alınmıştır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, ülkemiz tarafından da 1949’da kabul edilmiş ve 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Anayasamızın 90.Maddesine göre “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir”.Bu bakımdan söz konusu hükmün ülkemiz açısından da geçerli olduğuna kuşku yoktur.

Ancak Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 5 yıldır uygulanmakta olan ve 3.Lig’de 24 yaş üzeri futbolcuların oynamasını engelleyen, 30 yaş üzeri futbolcularınsa oynamasını tamamen engelleyen düzenleme İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin söz konusu hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

İlgili düzenleme nedeniyle, 30 yaşına gelen yüzlerce 3. Lig futbolcusu, futbolu bırakmakta zorunda kalmaktadır. 30 yaşına kadar profesyonel olarak bu mesleği sürdüren ve yaptığı işin koşulları göz önüne alındığında, başka bir meslekle ilgili donanım ve tecrübe edinmesi mümkün olmayan bu futbolcular işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sporcuların kendi yetenek ve başarılarından bağımsız olarak, ilgili kurulların kararı marifetiyle işsiz bırakılması bildirinin herkesin işsizlikten korunma hakkı olması gerektiği yolundaki ilkesiyle çelişmektedir. Profesyonel olarak futbol oynama çabasında olan futbolcularsa şansını 2.lig kulüplerinde denemekte, 2.Lig kulüpleri de mesleğini icra etmek için kendilerine mahkûm olan bu futbolcuları çok cüzi maç başı ücretlerle transfer etmekte ve durumda futbolcuların mağduriyetini gidermemektedir. Sırf yaşı yüzünden bir sporcunun hak ettiğinden çok daha düşük ücret alması da Bildirisinin “Herkesin, hiçbir fark gözetmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.”prensibine aykırıdır.

C)- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Açısından Değerlendirme :

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde yer alan hakları güvence altına almak için 1950’de Avrupa Konseyi üyeleri tarafından Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme de Türkiye tarafından 1954’te kabul edilmiş ve sözleşme hükümleri de kanun hükmü statüsüne getirilmiştir.

Kısa bir metin olarak hazırlana sözleşmede Çalışma Özgürlüğü’ne doğrudan yapılmış bir atıf bulunmuyor. Ancak sözleşmeyi yorumlamakla görevli olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çalışma özgürlüğüne erişkin davaları, sözleşmenin “ özel hayatın ve ailenin korunması “ başlıklı 8. Maddesi çerçevesinde değerlendirmektedir. Çalışma hürriyeti, kişinin hiçbir baskı altında kalmadan kendi iradesiyle kullanması gereken bir haktır ve bu anlamda kişinin özel hayatına ilişkindir. Sözleşmenin 8. Maddesi “1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2. Bu hakkı kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamı emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir. “ hükmünü getirmiştir.

Buradan hareketle çalışma özgürlüğünün sınırlanması ancak sayılan özel hallerde ve yasayla yapılmak zorundadır. Ancak TFF’nin söz konusu düzenlemesi kanun eliyle yapılmadığı gibi, bahsedilen özel koşullarının hiçbirini taşımamaktadır. Bu bakımdan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali söz konusudur.

T.C ANAYASASI Açısından Değerlendirme :

Madde 48

Yürürlükte olan Anayasamız, 48/1 maddesi eliyle “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.”hükmünü getirerek vatandaşları çalışma ve sözleşme özgürlüğünü garanti altına almıştır.

Ancak Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2008-2009 sezonundan bu yana uygulanan ve 3.Lig’de 30 yaş üstü futbolcuların oynamasını engelleyen, bir kulübün 25-30 yaş arası en fazla 6 futbolcuyla sözleşme imzalamaması kuralını getiren düzenlemenin Anayasa’nın teminat altına aldığı hem çalışma hürriyeti, hem de sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olduğu kanaatindeyiz.

Çalışma Özgürlüğü Açısından: 30 yaş üzeri futbolcuların 3.Lig dışındaki kulüplerde profesyonel olarak çalışma ve geçimlerini sağlamalarının önünde engel bir düzenleme olması , fiili olarak bu futbolcuların çalışma hürriyetlerini kısıtlamaktadır. Ülkemizde 3.Lig üzerinden mücadele eden kulüp sayısı 54’dür. Her kulübün ortalama 25 futbolcusu olduğu varsayıldığından toplam 1.350 futbolcu bu ligde forma giymektedir. Süper Lig’de sınırsız Yabancı oyuncu ile mukavele yapılıp 6+2 oyuncu oynatmak, PTT 1.Lig’de 3’er yabancı oyuncu oynatmak hakkı olduğu göz önüne alındığında yaklaşık 5.500 Türk futbolcu bu kulüplerde profesyonel olarak futbol oynamaktadır. Ülkemizde 260.000 civarında lisanslı futbolcu olduğu ve her yıl binlercesinin yeni lisans sahibi göz önüne alındığında, getirilen yaş kısıtlamasının belli yaş üzerindeki yüzlerce futbolcunun profesyonel olarak bu mesleği sürdürmelerini engellediği açıktır.

Sözleşme Hürriyet Açısından: Yine aynı madde eliyle fertlerin serbestçe sözleşme yapma hakkı tanınmış, maddenin gerekçesinde de “Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin olunması tabiidir.” Denilerek özgür bir toplumda özgür iradeyle sözleşme akdedebilme özgürlüğüne vurgu yapılmıştır. Söz konusu hüküm ve hükmün gerekçesi uyarınca bir 3. Lig kulübü ile 30yaşını aşmış bir futbolcunun özgür iradeleriyle yapacakları bir sözleşme geçersiz sayılarak Anayasa’nın bu hükmü çiğnenmektedir. Maddenin gerekçesinin devamında “Ancak bu hürriyetler, kamu yararı amacı ile kanunla sınırlandırılabilir “ denilmekte ; ancak söz konusu sınırlama, yasama organları yoluyla çıkarılmış bir kanun değil, özerk bir kuruluşun kararıyla getirilmektedir. Dolayısıyla bir açıdan Anayasa’ya aykırılık olmuştur.

Ayrıca Borçlar Kanunumuzun 26. Maddesinde de ‘Sözleşme Özgürlüğü’ düzenlenmiş ve “ Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.”Hükmü getirilmiştir. Yine Borçlar Kanunu’nun 27.Maddesinde bu özgürlüğün istisnaları sayılmış ve “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu “ belirtilmiştir. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu’nun tasarrufu ile kulüple futbolcu arasında yapılan bir sözleşmenin geçerlilik kazanmaması kanunu emredici hükmüyle açıklanamayacağı gibi; ahlaka, kamu düzenine aykırı ya da kişilik haklarına aykırı değildir.

Madde 49

Yine Anayasa’nın 49/1-2 maddesi “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”hükmünü getirmektedir.

Yürürlükte olan bu uygulama nedeniyle, 30 yaşına kadar futboldan yaşantısın kazanan ve başka hiçbir mesleksiz kalmasına neden olan bu düzenleme Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.

Madde 59

Anayasamızın spora ilişkin 59.Maddesi ile “ Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.”hükmünü getirilmiştir

Bu maddeyle devlet, yaş ayrımı gözetmeksizin bütün Türk vatandaşlarına beden ve ruh sağlığını geliştirmek ve sporun kitlelere teşvik etmekle görevlendirilmiştir. Ancak TFF’nin söz konusu uygulaması belirli bir yaşın üzerindeki futbolcuların profesyonel olarak spor yapma şansını elinden almaktadır. Bu durumun da anayasanın sporun kitlelere yayılmasını teşviki amacıyla çelişmektedir.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında Devletin başarılı sporcuları koruyacağı açıkça ifade edilmiştir. Yukarıda zikredilen Türk futbolcu sayısına 3.Lig’deki 54 kulübün futbolcularını eklediğimizde, yaklaşık olarak 6.000 Türk futbolcunun profesyonel olarak futbol oynadığı görülmektedir. 75 milyon nüfusu ve 260.000lisanslı futbolcusu olan bir ülkede en üst düzeyde futbol oynama şansını yakalayan 6.000 futbolcudan biri olmak, ancak sporcuların başarısını tezahürü olarak görülebilir ve devletin bir sporcuları da koruması zorunluluğu söz konusudur. Bir an için bu futbolcuların ‘başarılı sporcu ‘kapsamına girmediğini ve devletin koruma alanı içerisinde olmadığını varsayalım. Bir futbolcunun ‘yeterince’ başarılı sayılmadığı için mesleğini icra etmesini engellemek, hukuk devleti prensipleriyle bağdaşır bir durum değildir ve çalışma özgürlüğünün ihlalidir.

Madde 55

Anayasamızın 55. maddesi ise ücrette adalete ilişkindir : “ücret emeğin karşılığıdır. Devlet çalışanlarının yaptıkları ise uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yaralanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.”

Ayrıca 24 yaş üstüne getirilen sınırlama ve 30 yaş üstü futbolcuların 3 Lig’de oynayamamaları uygulamada pek çok başka sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu futbolcuları geçimlerini sağlayabilmek için 2.Lig’de yer alan kulüplerle anlaşmaktan başka çarelerinin kalmaması, bu kulüplerinde kendilerine mecbur bırakılmış bu futbolcuları, futbol ekonomisi ve ülkemiz yaşam standartları açısından kabul edilemez maç başı ücretlerle transfer etmesi, hakkaniyetsiz ve adaletsiz bir ücret dengesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu tabloda Anayasa’nın 55 Maddesinde düzenlenen ücrette Adaletin Sağlanması ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

2011 – 2012 Futbol sezonunda 3. liglerden 2.liglere 100 – 110 futbolcunun transfer yaptığı düşünülürse bu rakam %10. u bile bulmamaktadır. Yapılan uygulama ile bir sezonda 3.liglerde toplamda 324 kontenjan oyuncu sözleşme yapabilmektedir. Kalan 1.026 oyuncunun % 15’i 24 yaşında olduğu varsayımı düşünülürse bir sonraki yıl 160 oyuncu civarında kontenjan sınırlamasına takılan oyuncu topluluğu bir sonraki yıla devrolacak ve her yıl futbolu bırakmak zorunda kalacak 200-300 futbolcu olacaktır.

25 yaş ; Futbolcunun olgunlaşma dönemidir. Bu yaş üzerinde birçok oyuncu 26 – 27 yaşlarında yaptıkları çıkışla üst liglerde oynama şansı bulmuşlardır. Fakat bu uygulama ile bununda önüne geçilmiştir.

2.lig ve 3. lig takımlarında aldığımız 35 adet uygulamanın kaldırılması konusundaki destek yazımız ektedir ve bu rakam 50 – 60’ lara da çıkartılabilir.

Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü Madde 3’de belirtilen ‘’Tarafsız davranma ve Ayrımcılık yapmama’’başlığına da aykırı bir uygulamadır.

Yukarıda belirttiğimiz gerekçeler nedeni ile Kontenjan uygulamasının 2013 – 2014 Futbol sezonunda kaldırılması hususunda gereğini rica ederiz.

Saygılarımızla…

FUTBOL-SEN
Hazırlayanlar :
Av.Vedat TÜRKER - FUTBOL-SEN Genel Mali Sekreteri
Av.Serkan ÖZTÜRK
Hakan ERHALAÇ – FUTBOL-SEN Genel Sekreteri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder